“Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu Tanıtım Toplantısı” BUSİAD Evi’nde Yapıldı
Uluslararası Patent Birliği (UPB) ve BUSİAD işbirliğiyle organize edilen “Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu Tanıtım Toplantısı” BUSİAD Evi Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Geçtiğimiz Ocak ayında kabul edilen son yasa değişikliklerinin ele alındığı toplantıya konuşmacı olarak UPB Yönetim Kurulu Başkanı Erdem Kaya ve Tomruk Hukuk Bürosu adına Avukat Dinçer Tomruk katıldı. Konuşmacılar genel olarak yapılan son düzenlemenin, bu alandaki birçok boşluğu dolduracağı üzerinde durdu.
Firma temsilcilerinin ve sanayicilerin katıldığı toplantıda ilk sözü alan Erdem Kaya, “Fikri Haklar Farkındalık ve Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu” isimli bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunun başında Bursa’da marka, patent, faydalı model ve tasarım başvuru sayılarına değinen Kaya, 2016 yılında Bursa’da 4348 marka, 494 patent, 277 faydalı model ve 3407 tasarım başvurusu yapıldığını belirtti. Kentin bu tabloya göre 2016 yılında marka başvurusunda Türkiye genelinde dördüncü, patent ve faydalı model başvurusunda üçüncü ve tasarım başvurusunda da dördüncü konumda olduğunu dile getiren Kaya, kentin özellikle patent sayısı anlamında artan bir trende sahip olduğunu kaydetti. Türkiye’de marka ve patent çalışmalarının tarihçesine de değinen Kaya, eski mevzuattaki ana sorunları katılımcılarla paylaştı. Kaya, konuyla ilgili olarak şunları paylaştı: “Eski mevzuatta kanun hükmünde kararnameler üzerinde anayasa mahkemesi kaynaklı madde iptalleri söz konusu oluyordu. Ayrıca düşük tescil bariyeri ve bunun getirdiği haksız tesciller söz konusuydu. Söz konusu mevzuat, uluslararası mevzuatlara da pek uyumlu değildi ve hak kaybının telafisi çok zordu. Öte yandan Türk Patent ve Marka Kurumu posta ofisi gibi çalışıyordu. Oldukça uzun olan pek çok prosedürde sadeleşme ihtiyacı hat safhada idi.”
“Daha nitelikli bir sınai mülkiyet alt yapısı sağlanacak”
Yeni Sınai Mülkiyet Kanunu’nun hedeflerini de sıralayan Kaya, “Söz konusu değişiklik, daha nitelikli bir sınai mülkiyet alt yapısı sağlamak, uygulamadaki sorunları çözmek, süreçleri hızlandırmak, tüm mevzuatı tek bir kanun altında toplamak, anayasa mahkemesi kararlarına uygun düzenlemeler yapmak, mevzuatı uluslararası anlaşmalar ve AB mevzuatına uyumlu hale getirmek, Türk patent ve Marka Kurumu’nun kurumsal kapasitesini güçlendirmek gibi amaçlar taşıyor” diye konuştu. Kaya, kanunda yapılan genel değişiklikleri de şöyle sıraladı: “Bir kanun hükmünde kararname yerine kanun çıkarıldı ve anayasa mahkemesi kaynaklı iptaller engellendi. Türk Patent Enstitüsü’nün adı Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) oldu. Tüm mevzuat toplamda 193 maddelik tek bir kanunda toplandı. Fikri Mülkiyet Akademisi ile ülkedeki farkındalığı ve uzmanlık seviyesini yükseltme şansı yakalandı. Marka patent vekilleri için disiplin kurulu ile bu iş alanında daha fazla denetim imkanı sağlandı. Öte yandan tasarım, patent ve faydalı modellerde tescil bariyeri yükseldi. Böylece mahkemelerin yükünün azaltılması hedeflendi. Tescil süreçlerinde sadeleşme ve kısalma sağlandı. TÜRKPATENT’in kurumsal kapasitesi artırıldı. Coğrafi işaret, yenilik – tanıtım, yeniden inceleme gibi yeni daireler kuruldu. Patentle ilgili olarak da incelemesiz patent kaldırıldı. Faydalı modellere araştırma raporu zorunluluğu getirildi. Patentlerde tescil sonrası itiraz hakkı tanındı. Kaçırılan süreçler için işlemlere devam ve hakkın yeniden tesisi imkanıyla hak kayıpları en aza indirildi. 3. şahıslar için tescil sürecine müdahale hakkı getirildi. Bir diğer önemli gelişme de bundan sonraki süreçte tüm buluşların TÜRKPATENT tarafından araştırılacak ve incelenecek olması. Kanunla birlikte patent belgesi gelme süresinin minimum 7, maksimum 27 aya inmesi öngörülüyor. Öğretim üyelerinin buluşları da üniversiteye ait olacak. Bir de özel kurumlardaki buluşçulara ödül verme zorunluluğu getirildi.”
Kaya’nın ardından söz alan Avukat Dinçer Tomruk da “Marka ve Tasarım Hukukundaki Yenilikler” isimli bir sunum yaparak fikri mülkiyet kavramının detayları hakkında bilgi verdi. Tomruk, küresel ekonomi ve Türkiye ile Sınai Mülkiyet Kanununun markalara ve tasarımlara ilişkin getirdiği yenilikler gibi konulara değindi. Tomruk; Türkiye’nin dünyanın 17. büyük ekonomisi konumunda bulunmasına rağmen, 2016 yılı itibariyle hiçbir küresel markaya sahip olamadığını, Hollanda gibi bir ülkenin ise 12 küresel markaya sahip olduğunu sözlerine ekledi.
Sunumların ardından gerçekleştirilen soru – cevap bölümü sonrası konuşmacılara plaketleri takdim edildi.